Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Öğün Yayınları

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 201 Cevapları Öğün Yayınları

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Öğün Yayınları Sayfa 201 ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 201 Cevapları Öğün Yayınları

(…)
Dadım, daha doğrusu sütninem, Sakızlı mı, Rodoslu mu unuttum. Örgülü, simsiyah saçları yüzünü çerçeveleyerek arkadan yuvarlanıp topuzlaşıyorlar. Hotoza benzer siyah takkesi de var. Uzun ve bol etekleri üstünde, beyaz önlüğü ve yakası hep tertemiz, kolalı, kusursuz. Biraz iri, güzel bir kadın.
Dadım müthiş sinema meraklısı. Çocuklara, hele küçük çocuklara kesinlikle yasak olan sinemalarda (belki bahşişler vererek) iki matinesine ne yapıp yapıp sokar beni ve böylece tangur tungur bir piyano eşliğinde New York’un Esrarı adlı sessiz film dizisini yüreğimiz ağzımızda seyrederiz birlikte.

Dil bilmediği için alt yazıları okuyamaz, olsun, anlıyor her şeyi.
1918’den sonra Avrupa az buçuk barışa kavuşmuştu ama Türkiye’de, Asya’da, Afrika’da daha iş bitmemişti. Osmanlı yenik düşüyordu Balkanlarda, Arabistan’da bir avuç ittihatçının megaloman düşleri yüzünden.
Gün geçtikçe o yıllarda, o yaşta olan bitenleri boz bulanık anlıyor ya da anlar gibi oluyordum biraz.
Alman kartalının Fransız horozuna yenilmesine sevindiğimi ansıyorum.
Evde, “Artık Paris’e gitsek.” sözleri sık sık duyuluyordu. Hele genç kuşak, biraz taşra saydığı Cenevre’den bıkmış olmalıydı. Paşalar da dağılıyordu yavaş yavaş.
“Abidin’in Fransızcası, okulu bakımından da iyi olur.” demişti annem.
Kusursuz bir Cenevre Fransızcası konuşuyordum gerçi, parkta oynadığım kız arkadaşlarım, sokak arkadaşlarım bana yetmişti. Türkçem de fena değil. Ailemin, hele annemin konuştuğu akıcı Türkçeden iyi hoca mı olur? Ayrıca evde Marigo, Evdoksiya, dedem ve aşçıbaşı ile konuşulan Rumcayı da bellemiştim pekâlâ. Doğuştan üç dilde birden düşünebilmenin, konuşabilmenin, sözcük bulabilmenin keyfini sürüyordum. Çünkü aynı eşya başka bir dilde isimlendirince âdeta başka renklere, kokulara bürünüyor, başka tatlar kazanıyordu. “Deniz” başka “La mer” başka “Thalassa” bambaşkaydı elbet, böylece dünyayı sanki üçle çarpıyordum.
Resimde birkaç dil (ya da tür) kullanmam bu yüzden mi dersiniz?
Her ne ise Paris’in kapıları açılacaktı çok geçmeden, Çam memleketinde otlayan koyun ve kuzuların, Çağaloğlu’nun gayretiyle.

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır. 

9. Sınıf Öğün Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 201 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
1
happy
1
unlike
1
angry
0
clap
0
love
0
confused
0
sad

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!